26 Şub

Televizyon Programlarının Çocuklara Etkileri

Günümüzde pek çok insan saatlerini televizyon karşında geçirmekte birçok program, yarışma, film veya diziyi seyretmektedir. Hatta pek çok ailemiz birlikte vakit geçirmek aktivitesi olarak televizyon izlemektedir. Televizyon izleme oranları incelendiğinde UNESCO’nun 90’larda yaptığı çalışmalarda okul çağındaki çocukların %50’den fazlası boş zamanlarında televizyon izlemektedir. Bu noktada belki de herkesin katıldığı ama büyük çoğunluğun çözüm için bir çaba sarf etmediği şiddet ve müstehcen içerikli yayınlara da toplumun büyük bir kısmı maruz kalmaktadır.

Ülkemiz ve dünya genelinde reyting toplayan programlar incelendiğinde, içeriğin büyük kısmı yetişkinler dâhil tüm yaş grupları için uygun olmayan sahne ve bölümlerle doludur. Özellikle ülkemize bakacak olursak en çok izlenen dizi ve filmlerde şiddet dozu yüksek sahneler, cinsellik barındıran sahneler, aile içi olumsuz tutum ve davranışlar içeren sahneler yer almakta.

Ayrıca bireylerin mahrem sayılacak bilgilerinin paylaşıldığı gündüz kuşağı programları da en çok izlenenler arasında yer alıyor. Ayrıca bu durum televizyonda yer alan tüm program için ne yazık ki aynı şekilde meydana gelmektedir. Ülkemizde 2005 yılında yapılan bir çalışmada ana haber bültenlerinin % 30’dan fazlası şiddet içerikli yayınlar tarafından oluşturulmaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz bu durum özellikle genç yaştaki bireyleri etkilemektedir. Yetişkin bireyler yaşadıkları ve gördükleri olumsuz örnekleri hemen hayatına geçirmemekte ve mantıksal düşünceleri geliştiği için ahlaki normlara uygun davranışlar sergileyebilmektedirler. Ergenlik çağının sonuna kadar ise bireylerde ahlaki normlar tam oturmadığı ve toplumsal kurallar tam anlamıyla bireylere yerleşmediği için olumsuz etkiler bu döneme kadar olan bireylerde fazlası ile görülmektedir.

Özellikle 15 yaşına kadar öğrenilen özelliklerin birçoğu çocuk ve gençlerin kendileri için belirledikleri rol-modeller vasıtası ile öğrenilmektedir. Bu yaş grubunda televizyon başında fazla vakit geçiren gençlerimiz ve çocuklarımızda kendileri için uygun olmayan rol modeller edinmekte ve kendilerinden beklenmeyen veya istenmeyen davranışlar sergilemektedirler. Bu konuda en önemli görev ailelere düşmektedir. Bu hususta çocuklarımızı kendileri için uygun olan rol-modellerle karşılaştırmalı veya kendimiz çocuklarımız için doğru rol model olmalıyız.

Televizyon ve son dönemde hızla gelişen diğer teknolojiler (Sosyal medya vb.) ile çocuklarda gözlenen ve istenmeyen davranışlar üzerine birçok çalışma yapılmaktadır. Ne yazık ki yapılan çalışmalar teknolojik gelişmelerin ve televizyonun istenmeyen davranışları arttırdığı görülmüştür. Son yıllarda RTÜK tarafından üniversiteler ve sağlık bakanlığı bünyesinde yer alan uzmanlara hazırlatılan raporlarda televizyon başında fazla vakit geçiren gençlerde şu davranışlar görülmüştür;

1. Rastgele ve/veya aşırı cinsel ilişki

2. Alkol, sigara ve keyif verici maddelerin kullanımı

3. Dolandırıcılık ve hırsızlık

4. Ehliyetsiz araba kullanma

5. Okul performansında düşüşler

6. Kontrolsüz beslenme ve obezite 

7. Aşırı ve/veya kontrolsüz şiddet içerikli davranışlar 

8. Toplum tarafından kabul edilmeyen davranışlara karşı duyarsızlık

9. Doyumsuzluk ve heyecan kaybı

10. Hedefsizlik ve umursamazlık

Bu maddeler elbette istenirse artırılabilir. Ayrıca “Cinsiyetler arası fark var mı?” diye yapılan çalışmalar bu davranışlarda, her iki cinsiyetinde birbirlerine yakın oranda bu davranışları sergiledikleri belirlenmiştir. Yani erkek çocukları ile kız çocukları televizyondaki ve diğer teknolojik cihazlardaki olumsuz örneklerden birbirlerine yakın oranda etkilenmektedirler.

Peki, biz ne yapabiliriz? İlk olarak görev çocuklarından birinci derece sorumlu olan anne ve babalara düşmektedir. Anne ve babalar çocukları için iyi bir rol model olmalıdır. Ayrıca çocuklarının karşılaşmaları muhtemel olumsuz örneklerin önüne geçmelidir. Bu noktada öğrencilerin kullanımına verilen teknolojik cihazların kontrolü çok önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Lise çağından önce televizyon saatleri aile tarafından düzenlenmeli, çok özellikli telefonlar öğrenciye verilmemeli ve öğrencilerin bilgisayar ile olan ilişkilerine belli oranlarda izin verilmelidir. Ayrıca bu ürünlerin tamamında aile koruma filtreleri gibi bazı kısıtlamalara gidilebilir veya teknolojik olarak bu durumun önüne geçilebilir.

Ayrıca ülkesel tedbirler alınmalıdır. Özellikle RTÜK gibi kuruluşlar tarafından olumsuz örnek oluşturabilecek programlar, oyunlar ve diğer uygulamalarda kısıtlamaya gidilmelidir. Aksi durumda ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı kendi elimizle olumsuz davranışların kucağına itmiş olacağız.

Recep TURAN /  Psikolojik Danışman  

AŞAĞIDAKİ YAZILARI DA OKUMAK İSTEYEBİLİRSİNİZ!

Üstün Yetenekli Çocukların Anne Babalarına Tavsiyeler

Üstün Yetenekli Çocukların Öğretmenlerine Tavsiyeler

Çocuğunuza Sevgi ve Yardımseverlik Erdemlerini Kazandırmak

Çocuğunuza İlkeli ve Doğru Olmayı Öğretmek 

Çocuk Yalana Neden Başvurur?

Başarılı Çocuklar Nasıl Yetiştirilir?

Anne Baba Tutumlarının Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerine Etkileri

Televizyon Programlarının  Çocuklara Etkileri

İlköğretim Dönemi Çocuklarının Gelişim Özellikleri

Plan Hazırlanırken Düşülen Hatalar

Özür Dilerim

Başarının Anahtarı

Dersler Arasında Kaybolmayın, Planlı Çalışın

İnternet Oyunlarına Bağımlılık

Çocuğumu Nasıl Eğitmeliyim?

Herkes Yazın Boş Durma diyor!"Ama Kimse Ne Yapmam Gerektiğini Söylemiyor."