11 Haz

Aile Şirketleri için Gençlerin Eğitimi

Türkiye’de aile şirketleri son yıllarda devamlılığın önemini benim çocukluğumda gördüğümden çok daha önemser oldu. Bunu çalıştığım firmaların ötesinde, bir Veliaht Koçu ile çalışmaya şimdilik başlamayı düşünmeyen firmalarda dahi görüyorum. Belki öncelik sıralamalarında, sonraki nesilleri iş hayatına, daha doğrusu şirketlerin üst düzeylerine hazırlama üst sıralarda değil, fakat bunun önemine varmış olduklarını söyleyebilirim.

İş hayatımın ilk yıllarında bizim şirketimiz kurumsallaşma adına Adana’nın nispeten önde gelen şirketlerinden olduğundan bazı genç ve daha küçük firmaların patronları, çocuklarını bizim firmamız gibi firmalara gönderirlerdi. Fabrikamızda benim yakınımda olan gençlerin aileleri genelde benim büyüklerimin tanıdıkları, mal/hizmet aldığımız firmalar veya müşterilerimizdi. “Orhan bizim çocuk okuldan geldi. Senin oraya bir iki sene gelsin de biraz iş öğrensin.” derlerdi. Ben yapım gereği bu gençleri sahiplenir, onların elinden tutardım. Ne biliyorsam aktarmaktan büyük zevk alırdım. Şimdi düşünüyorum da bunlar gerçekten az çok vizyon sahibi insanlarmış.

Şimdilerde ise bu iş başlı başına bir meslek ve aile şirketlerinin devamlılığı için önemli bir hizmet haline geldi. Aileleri ve gençlerin ebeveynlerini bu noktada bir iki konuda bilgilendirmek isterim. Çok net ve sade olarak aile şirketlerindeki gençlerin iş hayatında üst makamlara hazırlanması olayına iki evreden bakmak istiyorum. Gencin iş hayatına atılmasının öncesi ve sonrası.

İlk olarak bırakın o gencin aile işinin başına geçmesini, dışarıda başka bir iş yapabilmesi için dahi, öncelikle iyi bir eğitim alması gerekiyor. Burada eğitim demek yurtdışında pahalı bir üniversite eğitimi demek değil. Bunun bir artısı yok mudur? Vardır elbet ama hem şart değil hem de tek ve en iyi yöntem bu değil. Buradaki asıl eğitim anne ve babanın bu çocuğa aile içinde vereceği eğitimdir. Aileler, genellikle de patron olan babalarda gördüğümüz eğilim, işlerin yoğun olmasını bahane ederek çocuklarının neredeyse tüm yükünü annelere bırakıyorlar. Şunu unutmamak gerekir ki insan gördüğünü taklit ederek öğrenir. Hayatının ilk yıllarında kendilerine güzel huyları ve alışkanlıkları ile hem anneyi hem de babayı dengeli biçimde örnek alacaklardır. Beraber geçirilecek akşamlar, hafta sonları, yaz tatilleri, bayramlar, etkinlikler çocuğa çok şey öğretecektir. Bu zamanlarda çocukların ilk yıllarında öğrenmeleri gereken küçük bilgileri kulaklarına fısıldayacak olan kişi anne/baba olmalıdır.

Bunun yanında gençliğe adım atarken geleceğin patronlarına hem sanat hem de spor içerisinden güzel hobiler, alışkanlıklar edindirmek gerekir. Neticede sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Eski Yunanistan’da Gymnasium denen alanlarda spor ve felsefenin birlikte yapılıyor olması bize bu insanların beden kadar akıl sağlığına verdikleri önemi göstermektedir. Öyle ki, o zamanlarda bedenin veya aklın birinden yoksun olarak tek başına geliştirilmeye çalışılması büyük eksiklik sayılırdı.

Bu dönemlerde çocukların başka bir takım kültürel faaliyetlerinin, yaşlarına göre girecekleri arkadaş ağlarının ve çeşitli başka toplulukların (network) ailenin tam kontrolünde değilse bile gözetiminde olması kişisel gelişim açısından çok önemlidir. Bütün bunlarla beraber çocuğun yanında yetiştiği ailenin kitap okunan bir ortam olmasının öneminden bahsetmeye sanırım pek gerek yok.

Eğer bunları az çok sağladıysak ve bu gençlerin güzel bir üniversite eğitimi almasını da sağladıysak gelelim ikinci evreye. Gençlerin aile işinde çalışma aşamasına. Burada birincil önemli olay, söz konusu gencin ailenin işinde çalışmaya başlamadan önce kesinlikle kendi başvurup bulduğu bir işte bir iki sene çalışmasıdır. Çoğu zaman bu durumun atlandığını görüyorum. Ya da en fazla 3-5 ay dışarıda çalışan genç hemen aile işine alınıyor. Burada kilit kavram bence kendini ispat meselesi. Kişi önce dışarıda bir işte çalışmalı ve mümkünse çalıştığı yerde bir yükselme yapmalı ya da bir proje tamamlamalıdır (veya tamamlanan bir projenin bir parçası olmalıdır).

Bundan sonra gencin aile şirketinde bilgi ve becerilerine göre uygun bir pozisyonda işe başlaması gerekmektedir. Bu noktada gördüğüm hata ya bu gence süpürge verip olmayacak bir iş yaptırılması ya da bir anda şirkette bir müdürlük, genel müdürlük verilmesi oluyor. Ben şahsen bunlara karşıyım. Böyle bir genç dışarıda nasıl bir pozisyonda iş bulacak ise, ya da başka bir şirket bu vasıflarda bir genci hangi pozisyondan iş yerinde başlatacak ise, aile şirketinde de aynı pozisyondan işe başlamalıdır.

Bu noktadan sonrasında tabi biz profesyonellerin uyguladıkları ve bu yazı ile özetlenmeyecek pek çok yöntem ve teknik var. Ama bu işi kendisi üstlenmek isteyen ailelere şunu söylemeden de edemeyeceğim, gençlerimize yol gösterecek büyüklerin sabırlı ve planlı olması gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki iş hayatının başlarında gençler ile üst düzey yöneticiler arasında bilgi ve tecrübe olarak dağlar kadar fark vardır. Bütün bu dağların birkaç ay ya da bir iki senede bir anda aşılması beklenmemelidir.

Tunç Vidinli

Veliaht Koçu

AŞAĞIDAKİ YAZILARI DA OKUMAK İSTEYEBİLİRSİNİZ!

Şirketler için Eğitim Planlama

Neden İş Analizi Yapılmalı?

Pazarlama 4.0

Kurumsallaşmak, Peki Nasıl?

Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Muhasebe

Şirketlerimiz Neden Erken Yaşta Ölüyor?

Stratejik Planlar Neden İşlemiyor?

İyiden Mükemmele Yolculuk için...