12 Kas

Genç ve Aile

Aile, eğitim kurumları ve yaşanılan sosyal çevre, gencin eğitiminde ve yetiştirilmesinde en etkili ortamlardır. Bu üç ortam birbirini tamamlayan ve destekleyen fonksiyonlara sahiptir. Yapılan araştırmalar, huzurlu ve mutlu ailelerde yetişen çocukların, eğitim ve iş yaşamında daha başarılı sonuçlar aldıklarını göstermektedir. Yani bireyin başarılı olması ile aile ortamı arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Gençlik, çocuklukla yetişkinlik arasında, yani 12-20 yaşları arasındaki kişilerin dâhil olduğu, kendine has özellikleri ve sıkıntıları olan bir dönemdir. Biyolojik ve psikolojik değişmelerin çok hızlı yaşandığı bu dönemde genç, ne çocuk ne de yetişkin gibi davranabilir. Gençler hızlı bir biyolojik gelişimin olduğu bu dönemde ruh dünyasında da büyük bir kargaşa, çalkantı ve çatışma yaşar. Bu dönemde olaylara ve kişilere karşı tepkileri aşırı ve ölçüsüzdür. Özellikle aile çevresine karşı oldukça tepkisel olan gence sağlıklı bir şekilde davranılmazsa, sorunları ciddiyetle ele alınıp çözüm endeksli olunmazsa bu dönemde karşılaşılan problemler katlanarak büyür.

Gençlik, hislerin baskın geldiği, duyguların isyan ettiği dönemi ifade eder. Bu dönemde gençler akıl almaz kararlar alır, beklenmedik davranışlarda bulunmaya başlarlar. Gençlik dönemi çelişkili davranışları içerisinde barındırır. Genç, bir taraftan aşırı derecede bencil iken, diğer taraftan fedakârlığı içeren davranışlarda bulunabilir. Otoriteye karşı direndiği halde sevdiği kişiye sonuna kadar bağlanabilir. Kendisine karşı çok nazik, samimi ve saygılı davranılmasını isterken, başkasına karşı kaba ve sert davranabilir. Çok iyimser, her şeye dört elle sarılan yorulmaz olmasına karşın; kötümser, içe kapanık, uyumsuz olabilir.

Her aile başarılı çocuklar yetiştirmek ister. Bunun için çocuklarına mümkün olduğunca iyi bir gelecek sağlamaya çalışır. Onların iyi eğitim alması için sıkıntılara katlanır. Bunun için aile varını yoğunu ortaya koyar, tüm özverisini çocuğuna verir. Oysa ailelerin çoğunluğu çocuklarının sağlıklı bir kişilik gelişimi sergilemesi için bir çaba içerisine girmezler. Oysa "eğitim ailede başlar."

Çocuk aileyi yansıtır. Aile içindeki bireylerin kişilik yapısı çocuğun kişiliğini şekillendirir. Yani aile iletişim becerilerini kullanmazsa çocuk da iletişim becerilerini kullanamaz. Dolayısıyla çocuk hem ailede hem de sosyal çevrede sürekli çatışma içine girer.

O halde "aile çocuğa nasıl eğitim verecek, çocukta nasıl sağlıklı bir kişilik oluşturacak?". Elbette ki her anne-baba çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek ister. Çocuğuna iyi niyetle yaklaşmaya çalışır. Ama anne-baba iyi niyetlerine rağmen yanlış yöntemleri kullanabilir. Burada ailenin vereceği İyi bir eğitim çocuğuyla kurduğu sağlıklı iletişim becerilerini kullanmasına bağlıdır. Bu sağlıklı iletişimi çocukla kurabilmek için önce onu tanımak ve onun temel gereksinimlerine saygı duymak gerekir.

Her şeyden önemlisi çocuklarınızı ayrı birer kişi olarak görüp onların kişiliklerine, bağımsızlıklarına saygı duymalısınız. Çocuklarınızı tanımada ve anlamada en büyük yardım aranızdaki "olumlu iletişim" köprüsüdür.

Hayatımız

Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlar. Birden genç takılıp düşüyor ve canı yandığı için "ah!" diye haykırıyor. İlerdeki dağın tepesinden "ah!" diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak ediyor ve "Sen kimsin?" diye bağırıyor. Aldığı cevap "Sen kimsin?" oluyor. Bunun üzerine genç babasına dönüp "Baba! Ne oluyor böyle?" diye soruyor. Babası: "Oğlum! Dinle ve öğren!" diyerek dağa dönüyor ve "Sana hayranım!" diye bağırıyor. Gelen cevap "Sana hayranım!" oluyor. Baba tekrar bağırıyor: "Sen muhteşemsin!" Gelen cevap, "Sen muhteşemsin!" oluyor.

Sesin dağa çarparak aynı şekilde geri gelmesine yankı denir. Hayatta yankılardan oluşur. İnsanlar daima sana senin verdiklerini geri verir. Hayat, yapılan davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istiyorsak, daha çok sevmeliyiz. Daha fazla şefkat istiyorsak, daha şefkatli olmalıyız. Saygı bekliyorsak, saygılı olmalıyız. Bizlere sabır gösterilmesini bekliyorsak, bizde sabırlı davranmalıyız. Bu kurallar hayatın bir parçasıdır ve her kesiti için geçerlidir. Hayat bir tesadüfler zinciri değil, yaptıklarımızın birer yansımasıdır. Eğer biz iyi evlat sahibi olmak ve çocuklarımızın bize saygılı davranmasını istiyorsak öncelikle bizde onlara beklentilerimizdeki gibi davranmalıyız.

AŞAĞIDAKİ YAZILARI DA OKUMAK İSTEYEBİLİRSİNİZ!

Zengin Baba, Yoksul Baba Kitabı Üzerine Bir İnceleme

Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Nedir?

Her Şirket Özeldir!

Başarılı Aile Şirketlerinin Özellikleri Nelerdir?

Aile Anayasası Nedir?

Geleceğin Meslekleri Nelerdir?

Kuvvetli Taraflarınızı Neden Bilmek Zorundasınız?

Değer Yaratımı

Üstün Yetenekli Çocukların Özellikleri

Üstün Yetenekli Çocukların Anne Babalarına Tavsiyeler

Çocuğunuza Sevgi ve Yardımseverlik Erdemlerini Kazandırmak