01 Mar

Seçim Kuramı ve Gerçeklik Terapisi

Gerçeklik terapisi kurucusu olan Glasser, bireylerin ortaya çıkan psikolojik sorunlarından dış çevrenin sorumlu tutulamayacağını söylemekte ve bu sorunlara bireyin kendi tercihlerinin yol açtığını iddia etmektedir. Ayrıca bireyin çevresini kontrol etmesinin tek yolunun kendi davranışlarından geçtiğini belirtmektedir (Kaner 1993, s.569). İnsan davranışlarını açıklamaya çalışan diğer kuramların aksine davranışlarımızın dış kontrolle değil kendi iç dünyamızda yapacağımız etkilerle yönlendirebileceğimizi dile getirmektedir (Cameron 2009, s.40). Ayrıca Glasser insanların mutsuzluklarının devam etmesini sebebi olarak bireylerin olayları düşünmeden başkalarının davranışlarını kontrol etmeye çalışmasından kaynaklandığını ortaya atmaktadır. (Glasser 1999, s.13).

Bireyler iletişim noktasında da diğer bireylerin davranışlarına odaklandıkları için sürekli problemler yasamaktadırlar. Glasser’in ortaya koyduğu seçim kuramı bunun yerine bireylerin kendilerini değiştirmelerinin doğru sonuca giden yol olduğunu belirtmektedir. (Özmen 2006, s.176). Diğer bireylerin söylem ve davranışları bizlere bilgi vermektedir. Oysa bizi harekete geçiren şey bizim kendi seçimlerimizdir. Glasser’in ortaya koyduğu seçim kuramı da bu seçimleri nasıl ve neden yaptığımızı açıklamaya çalışmaktadır. Yani, seçim kuramı için bir iç kontrol psikolojidir de diyebiliriz.

Seçim kuramına göre bireylerin zihinlerinde yer alan bir resim albümü (ideal dünya, nitelik dünyası) bulunmaktadır. Gerçek dünyada gerçeklesen durum ve davranışlarla bireyin sahip olduğu resim albümü arasında fark oluşmaktadır. Bu farklılıkta bireyler davranışlarını oluşturmaktadır. Normal dışı davranışlarda bu farklılıkların oluşmasıyla meydana gelmektedir (Corey 2008, s.348, Kaner 1993, s.573).

Ayrıca davranışların oluşmasında total davranış kavramı da Glasser’in bu kuramında önümüze gelmektedir. Glasser davranışların sadece uyarı tepki ikilemiyle oluşmadığını söylemekte ve bunların yanında yapma, düşünme, hissetme ve fizyolojik öğeleri de bünyesinde barındırmaktadır. (Zeeman, 2006, s.348). Bu kapsamda bireylerin sahip olduğu problemler total davranışlarındaki düzenlemelerle giderilebilir. Çünkü bireyler kendilerini kontrol ederek yapma, düşünme, hissetme ve fizyolojik öğeleri kontrol edebilirler (Kaner 1993, s.574).

Glasser ayrıca başarılı ve başarısız insan tanımı da yapmakta ve bu tanım kapsamında sorumlulukları ön plana çıkarmaktadır. Başarılı insanların yaptıklarından dolayı sorumluluklarını üstlenirken başarısız insanların sorumluluklarını üstlenmediklerini belirtmektedir. Ayrıca psikolojik ve ruhsal sorunları da bu kapsamda ele almakta ve gerçekleri reddeden ve sorumluluklarını kabullenmeyen insanların psikolojik ve ruhsal sorunlar yaşadıklarını söylemektedir (Kaner 1993, s.574).

Glasser’in ortaya attığı kuramda 3 temel özellikten bahsedilebilir. Bu özellikler seçim ve sorumlulukların vurgulanması, şimdiki zamana odaklanması ve semptomlara odaklanmadan kaçınılmasıdır (Corey 2008, s.349-350). Sorumluluklarını üstlenen bireylerin pozitif yönde değişebileceğini dile getirmektedir. Bu da bireylerin öz güvenini artıracaktır. Düşük öz güven sahibi bireyler ise sürekli olarak kendi sorumluluklarından kaçacaktır. Bu yüzden bireylerin sorunlarını çözmek için değişimi kabullenmeli, kendi sorumluluklarını üstlenmeli ve bunları hayata geçirecek bir plan uygulamalıdır (Glasser 1999, s.141-142).

Bu kuramda amaç gerçekçi ve sorumlu davranışları geliştirecek bir süreç oluşturmaktır. Bu sayede bireylerin farkındalığını artırarak bir plan yapması ve davranışlarını değiştirmesini hedeflemektedir. Bu konuda da en önemli kavram sorumluluktur. Sorumluluklarından kaçan bireylerin bu davranışlarını değiştirmeleri hedeflenmektedir (Altintas, 2014, s.162-163).

Gerçeklik terapisinin amacı bireyin işe yaramayan davranışlarının farkına vararak bunların yerine işe yarar davranışları koymasıdır. Bunun için 4 basamaklı bir yapı oluşturulur. Bu yapı sırasıyla birey ne yapıyor, ne istiyor, değerlendirme ve plan olarak belirtilebilir.(Altintas, 2014, s.168-169). Bu noktada danışanın ortaya koyacağı bahanelere prim verilmez ve danışan sürekli desteklenir.

Recep Turan /  Psikolojik Danışman  

AŞAĞIDAKİ YAZILARI DA MERAKLA OKUMAK İSTEYEBİLİRSİNİZ! 

Depresyon Mu? Maskeli Depresyon Mu? Mutsuzluk Hali Mi?

Kendinle Barışma Vakti

Ertele-me

Koronavirüs (Covid-19) ve Biz

Beslenmem Tamamen Duygusal!

Bahar Yorgunluğu

Hansen'in Yaşam Planlamasına Bütüncül Yaklaşım ve Karar Verme Süreçleri

Bilim, Etik ve İnsan Onuru

What İs Filial Therapy?